Bir önceki yazımda Portekiz yolculuğunun nedenleri ve hazırlık süreçlerinden bahsetmiştim.
Şimdi sıra yolculuğun süreçleri :). Hadi başlayalım.
06 Mart 2022
Proje ortaklarından Portekiz ekibinin daveti üzerine 6 Mart 2022 tarihinde Lizbon’a uçmak için öncelikle, bulunduğum ilden araçla 3 saat yolculuk ederek Kayseri havalimanı, oradan 1 saat aktarma ile İstanbul havalimanına giriş yaptım. Burada gerekli pasaport check-in işlemleri ardından 2 saatlik bekleyiş sonrasında Portekiz-Lizbon uçağına bindim ve bu yolculuk 5 saat sürdü.
Ülkemiz ile Portekiz arasında ki 3 saatlik farktan dolayı 8.20 de binip 10.20 de Lizbon havalimanına iniş gerçekleştirdim.
Bu yolculuğun benim için ilkleri barındırdığını da söylemeden edemem. İlki Yeşil Pasaport almam. Sonrasında ilk yurtdışına çıkışım, ilk defa okyanus görmem gibi yazının ilerleyen kısımlarında devamı gelecek olan ilkler…
İlk defa bu kadar uzun bir uçak yolculuğu gerçekleştirdim ve ekonomi sınıfında olmanın ezikliği ve ayaklarımın ağrısı birlik olup üzerime geldiler :). Tabi 2 saat uyuma çabam bazı durumları kolaylaştırdı.
Kusursuz bir iniş olduğunu söyleyebilirim. Kayseri uçağının iniş esnasında verdiği korkuyu gidermeye yetti.
Ülkemdeki bütün denizleri görüp hepsinde yüzme sonrasında, hep bir okyanus merakı vardı içimde (göllerin, nehirlerin ve barajların bir kısmında yüzmemde dahil buna :)). İlk defa okyanusu uçaktan bile görmek ayrı bir heyecan ve mutluluk verdi bana.
Okyanusu görmem sonrasında şehrin içerisinde yer alan ‘Lizbon Portela (LIS)’ havalimanına varmak için Lizbon üzerinden uçmamız şehirle ilk kuşbakışı selamlaşmam oldu.
İnişimiz sonrasında gerekli pasaport işlemlerini yapmak üzere havalimanı içerisinde ilerlemeye başladık. Portekiz’in diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak PCR testi istediğini hazırlık süreci yazımda bahsetmiştim. Bu kontrolün yapıldığı bir noktaya geldik ve HealthPass uygulamasından test sonucumuzu isteyenlere kare kodu göstermemiz yetti. Sadece gözle kontrol bu arada :). Kare kod okuma falan hikaye :). Bu işlem sonrasında others sırasına girdik (AB vatandaşları faklı yerde diğerleri farklı) :).
Kalabalık bir sıranın ardından kontrol işlemi bana geldi ve heyecanla o soruyu bekledim ‘what is the purpose of your visit?’. Üç kelime ile olay bitti, biraz yavan ama işime yarayan üç kelime ‘Erasmus education project’. Söyledikten sonra Lizbon’a giriş kapısı açıldı.
Havalimanından çıktıktan sonra gitmek istediğiniz yere bir kaç çeşit vasıta ile gitmeniz mümkün. Ayarlamış olduğunuz otelin servisi olabilir, taksi hizmeti ucuz ve seri, metroyla gitmek çok kolay. Biz Türkiye’deyken araç kiralama işine girip online olarak araç kiralamıştık. Vardığımız da saatin erken olması ve boş olmasından dolayı böyle bir karar aldık. Araçları alacağımız yere kiralama şirketinin havalimanı önünde bekleyen servisi ile 10 dakikaya vardık. Ancak şöyle bir sorun çıktı, verdiğimiz ücretin üzerine 100 euro depozito + 56 euro ekstra bir ücret çıkardılar. Ve her konuşmada yeni bir şey istediler, ikinci bir sürücü bilgisi, kalıcı adres vs. Tamam karar verdik tutalım dedik bu seferde nakit çalışmıyoruz. Murphy kanunları tutmayalım diye çabalayınca bizde kiralama işinden vaz geçip, taksiyle otelimizin yolunu tuttuk.
Geleceklere önerim metro, şehir içi otobüs ve tramvay ağını önceden iyice bir incelemek. Çünkü çoğu yere gitme imkanı sunuyorlar.
Yerleşme işini yarım saat içinde yapıp kendimizi Lizbon sokaklarına attık. İlk metro durağını keşfedip şehir merkezine indik. Kısa bir yürüyüş ardından şöyle bir manzara bizi karşıladı.
Bilginize bu asansöre 12 euro verip tepesine çıkmanın hiçbir esprisi yok. Arka tarafta bulunan merdivenlerle çıkılabiliyor :). Bu bilgiyi, çıkmak için bilet arayışımızda sokak müzisyeni bir arkadaş söyledi sağ olsun. Buraya Baixa-Chiado metro durağından iki dakikalık yürüyüş ile ulaşabilirsiniz.
Bir bilgilendirme daha yapayım ‘Saida’ kelimesini metro duraklarında, metroda çok görürsünüz, bizim yaptığımız gibi orayı bir durak ismi olarak algılamayın çünkü ‘çıkış’ demek Portekizce’de :). Metro istasyonlarında maske uyarısı hariç İngilizce bir bilgilendirmeye rastlayamazsınız.
Yukarıda panorama olarak çektiğim fotoğrafta Lizbon’un simgelerini göre bilirsiniz. En merkezi konum burası. Buraya gelmek için metroya binince ‘Terreiro do Paço’ durağında inmeniz yeterli oluyor. Fotoğrafı çekerken durduğum yerin tam arkasında durak.
Günü değerlendirmek açısından kahve molası hariç pek dinlendik diyemem. Kahvede en işlek yerde 2.9 euroydu :). Güzeldi bunu da ekleyeyim.
20.00' a kadar gezip tozduktan sonra otele varıp, sıcak su alıp sallama çaylarımızı demleyip dinlenmeye geçtik. Ve böylece yorucu ve uykusuz bir yolculuğun dinlenme kısmına başladık.
İkinci günde görüşürüz :).
